İş

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Malatya’da ihracat seferberliği panelinde konuştu. İfade

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Umarız 1 Mart’ta büyüme rakamları açıklandığında 1 trilyon 100 milyar dolarlık milli gelir görebiliriz.” söz konusu.

Bakan Bolat, Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü Dilek Güngör’ün moderatörlüğünde Malatya’da bir otelde düzenlenen “Turkuvaz Medya İhracat Seferberliği Paneli Oturumu”nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Malatya’nın ihracat kenti olduğunu ve depremde diğer kentler gibi büyük yıkıma uğradığını anlatan Bolat, “yüzyılın felaketinde” hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.

Bolat, depremin ilk gününden bu yana hükümet ve devletin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında gece gündüz çalışarak yıkımın ortadan kaldırılması ve şehirlerin eskisinden daha güzel hale getirilmesi için çalıştığını, depremin yıl dönümünde ise şöyle konuştu: Yaklaşık 40 bin kalıcı konutun kurayla sahiplerine teslim edileceği, birkaç yıl içinde deprem bölgesinin teslim edileceği belirtildi. Eskisinden daha iyi olacağını söyledi.

Bugün açıkladıkları Ocak ayı dış ticaret verilerinin çok iyi ilerlediğini belirten Bolat, “2023’ün ikinci yarısında atağa geçtik. Milletimizin 14-28 Mayıs seçimlerinde gösterdiği istikrar yolu da güçlü bir performans gösteriyor” Ekonomide ve bu kapsamda aldığımız tedbirlerle ihracatımız haziran ayından itibaren artış trendine girdi.” “Ağustos ayından itibaren ithalatımız düşüş trendine girdi. Böylece dış ticaretimizde daralma yani açığın kapandığını, ihracatın ithalatı karşılama oranında artış olduğunu, ihracatımızın hızla kapandığını gördük. cari hesap açığı.” dedi.

Bolat, deprem felaketinin ardından seçim dönemine gelindiğini anlatarak şöyle devam etti:

“Hükümetimiz, bakanlarımız o dönem inanılmaz çabalar sarf etti. Aylarca deprem bölgesinde çalıştılar. Yani o şartlarda yurt içinde durum böyleydi. Yurt dışında dünya üretimi sakinleşti. IMF ve OECD’nin iddiaları Bu büyümenin motoru kısmen Amerika, çoğunlukla Çin ve Hindistan oldu. O dönemde son 9 ayda ortalama yüzde 4,7 büyüme elde ederek milli gelirimizi 906 milyar dolardan 1 trilyon 75 milyara çıkardık. dolar.

Umuyoruz ki 1 Mart’ta büyüme rakamları açıklandığında 1 trilyon 100 milyar dolar milli gelir görebileceğiz. Küresel ticaret o kadar gergindi ki küresel ihracat birim endeksi yüzde 5,5’e geriledi. Yüzde 41,5 oranında ihracat yaptığımız Avrupa Birliği pazarlarında ithalat miktarı yüzde 15-17 oranında azaldı. Küresel talepte çelik ve çelik ürünleri, hazır giyim ürünleri ve tekstil ürünlerinde yüzde 25’e varan düşüşler kaydedildi. Dolayısıyla ihracatımızın geçen yıl yüzde 0,64 artışla 255,8 milyar dolara ulaşması hafife alınmaması gereken bir başarıdır. Keşke ilk hedefimiz olan 265 milyar dolara ulaşabilseydik ama orta vadeli programda yazılan 255 milyar dolar hedefi aşıldı ve 255,8 milyar dolarlık ihracat Cumhuriyet tarihimizin rekoru oldu. Bugün açıkladığımız Ocak ayı ihracatıyla birlikte son 12 ayda ihracatımız 256,5 milyar dolara yükseldi. Yani bir ay önceki rekora 700 milyon dolar daha ekledik.”

Dış ticaret açığını 100 milyar doların altına indirmekte kararlı olduklarını belirten Bolat, bu başarılı performansı birlik ve beraberlikle göstermek için kararlılıkla, şevkle, yılmadan, hız kesmeden çalışacaklarını belirtti.

“Ekonomimizi büyütmeyi hedefliyoruz”

Moderatörün Kızıldeniz’deki sıkıntılı süreçle ilgili sorusuna yanıt veren Bakan Bolat, “Kızıldeniz’deki füze saldırıları ve dünya lojistik şirketlerinin bu noktada Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı’nı kullanmama çabaları boşa gidiyor gibi görünüyor” dedi. şimdilik kesintili. Yani aralık ortasında başlayan bu süreç yaklaşık 45 gün sürdü. İşte bunun artıları.” “Bizim açımızdan eksileri de var. Yani dünya ticareti açısından lojistik maliyetleri artırdı.” o cevapladı.

Bolat sözlerini şöyle sürdürdü:

“Uzakdoğu ve Asya’dan ithalat yapan firmalar için lojistik maliyetleri arttı ve teslimat süreleri 45 güne çıktı. Bu ithalat giderlerimizin azalması açısından olumlu bir durum ama Uzakdoğu, Körfez ülkeleri ve Asya’ya ihracat yapan firmalarımız için olumlu bir durum. Doğu Afrika ülkelerinde hem lojistik maliyetleri arttı.” Kızıldeniz geçişlerinin büyük oranda kapalı olması da dezavantajdır. Ancak dünya ticaretinde önemli yer tutan Avrupa Birliği ve diğer Avrupa ülkeleri pazarlarında Uzakdoğu’dan gelen tedarikçilerinin gecikmesi ve maliyetlerin artması nedeniyle güvenli, kaliteli, teslimat süresi 2 gün mümkün. İki yıllık Kovid-19 salgını döneminde güçlü üretim yapan, lojistik ve tedarik noktasında başarılı bir performans sergileyen Türk ihracatçılarımız, Türk üreticilerden siparişle malzeme temin etmenin bize avantaj sağlayacağının sinyallerini veriyor. İhracatçılarımızdan aldığımız bilgiye göre siparişlerinin arttığını söylüyorlar. Bölüme göre değişiyor tabi ki, umarım bunu olumlu yönde değerlendiririz. Jeopolitik olarak gergin ve zor bir coğrafyada olduğumuz açık. Bu bize bazı dezavantajlar getirse de büyük avantajlar da getiriyor. Bu coğrafyada siyasi ve ekonomik açıdan istikrarlı, ekonomisi ve üretimiyle çekim merkezi olan güçlü bir Türkiye var ve bu noktada bizimle küresel arenada iş yapmak isteyen ortaklarımıza güveniyoruz. “Ülke ekonomimizin daha da büyümesi noktasında ekonomimizi hem mal ihracatıyla hem de hizmet ihracatıyla büyütmeyi hedefliyoruz.”

Döviz kurunda istikrarın önemine dikkat çeken Bolat, “Ani artışlar son derece zarar vericidir. Merkez Bankamızın izlediği politikalar, Hazine ve Maliye Bakanlığımız, Ticaret Bakanlığımız ve hükümetimizin yaklaşımı bu nedenledir. Bu konuda genel olarak istikrar içinde büyüme modeli, ihracata dayalı büyüme modeli, güçlenme modeli var. İnşallah bunu dış ticarette de son 8 ayda gösterdik ve bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz.” değerlendirmesini yaptı.

“Büyük çaba harcadık”

Moderatör, “İsrail’de bir gazetede Türkiye’nin ihracat konusunda İsrail’e yaptırım uygulayabileceği ve İsrail’i listeden çıkarabileceği yönünde bir haber vardı. Bu doğru mu? Hükümetin burada bir planı var mı?” Soru üzerine Bakan Bolat şunları söyledi:

“Elbette hükümetimizin bir planı var. Yani bu sadece benim veya Bakanlığımızın politikası değil, ülkemizde Milli Güvenlik Kurulumuz var, istihbaratımız var, ülkemizi yöneten Dışişleri Bakanlığımız var. dış ilişkiler politikamız var, hükümetimiz var, tabii ki sorumlu bir cumhurbaşkanımız var, bu konular detaylı olarak tartışılıyor, burada yaklaşım şu, hükümet olarak biz Birleşmiş Milletler çerçevesinde alınan ambargo kararlarını uyguladık. Tereddüt etmedik, İsrail ile ticarette geçmişte 2000’li yıllarda bir serbest ticaret anlaşması yapılmıştı ve büyük ölçüde Türkiye’nin yararına çalışan bir serbest ticaret anlaşması, o noktada çok büyük bir fazlamız var. Cumhurbaşkanımız, Dışişleri Bakanımız ve hükümetimiz, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye yönelik vahşi saldırılarına karşı tüm dünyayı ayağa kaldırdı. İşte BM’de iki kez, İsrail’e yönelik bu çok değerli saldırıya ‘dur’ çağrısı yapan kararlar. İsrail. Açık bir farkla oylanmasını sağladık, çok çaba harcadık. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın olağanüstü zirve toplantısının yapılmasına öncülük ettik. Ayrıca temas grubuyla Dışişleri Bakanlarının İslam dünyası olarak tüm dünyayı dolaşarak İsrail aleyhine kamuoyu oluşturmasını sağladık. Öncelikli hedefimiz ateşkesin sağlanması ve İsrail’in aralarında kadın, çocuk, yaşlı ve engellilerin de bulunduğu 27 bine yakın sivile yönelik devam eden katliamını durdurmaktır. İnsani yardımların bir an önce oraya ulaşması için hükümetimiz bu noktada ilk günden bu yana büyük çaba harcıyor. “Bu yardım, yardım arayışı içinde olan sayısız uçak ve gemiyle ulaştırılıyor ve Refah kapısından girmesi için de çaba gösteriliyor.”

“7 Ekim’den bu yana ticaretin hızla düştüğünü görüyoruz”

Artık Batı kamuoyunun neredeyse yarısından fazlasının İsrail’i hatalı bulduğunu ve kınadığını belirten Bolat, şöyle devam etti:

“İsrail, çok güvendiği Batı kamuoyunun bile desteğini kaybetmeye başladı. Sanırım hükümetler hala devlet düzeyinde açıkça destekliyorlar ama görüyorsunuz, uluslararası adalet divanında yargılanıyor ve Saldırının bir an önce durdurulması kararı alındı ​​ve İsrail’in yargılanması kararı alındı. Bu İsrail’in davasıdır.” Uluslararası alanda ve diplomaside açık bir yenilgidir. Ayrıca baktığımızda halkımızın da boykotları var ve 7 Ekim’den bu yana ticaretin hızla gerilediğini gördük. Hiçbir devlet kuruluşu İsrail’le iş yapmıyor, bunu çok net söylüyorum. Özel sektör kuruluşları bunu yapıyor, yabancı sermayeli şirketler bunu yapıyor ve bunların uzun vadeli sözleşmeleri, anlaşmaları ve cezai uygulamaları var. Bu sayede ticaretlerini azaltarak devam ettiriyorlar. Hem ihracatta hem de ithalatta yüzde 50’ye yakın bir düşüş yaşandı. Ocak ayında ihracatımızda da bir önceki aya göre düşüş var. Aralık ayında 430 milyon dolar civarında olan ihracat rakamı bu ay 338 milyon dolar civarına geriledi. İthalatta da düşüş var. Ticaret Bakanlığı olarak hedef pazar ülke tanımımız var ve bu her yılın başında yenileniyor. Bu program, o ülkelere ihracat hamlesi yapılması, çeşitli pazar destekleri ve ihracat desteklerinin sağlanması konusunda bir rehber niteliğindedir. İsrail’i 2024 yılı başında bu programdan çıkardık. Birkaç ülke daha var. Türkiye olarak orada garantör ülke olmak istiyoruz. Diplomatik kanalların açık olması gerekiyor. Hükümetimiz ve Cumhurbaşkanımız hem Gazze için hem de Batı Şeria’da başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması için büyük çaba harcıyor. Bu anlamda uluslararası temaslarımızı sürdürüyoruz.”

Bakan Bolat, bazı marjinal kesimlerin siyasi ikramiye alma çabalarını eleştirdiğini belirterek, “Filistinliler bunu her gün takdir ediyor. Filistin Ekonomi Bakanı bana, ‘Filistin halkı her gün, her saat haber dinliyor. Türkiye ne yapıyor’ dedi. Bizim için mi? Ne dedi? Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyor? Ama burada İsrail ile ticaret gündemi adı altında yüzde 0,5’lik çabalarla gündemi değiştirmeye çalışanlar var. Aslında İsrail’e hizmet ediyorlar. Çünkü Türkiye’yi zayıflatmak İsrail’in elini güçlendirir. İstihbarat örgütleri “Sosyal medyadaki bazı troller çabalıyor” Bu tür suçlamalarda bulunmak mümkün değil, ancak hem Türkiye’deki makul çoğunluk hem de tüm İslam dünyası, Türkiye’nin Filistin’e yönelik destek ve çabalarına gerçekten minnettar ve minnettardır.” dedi.

AB vizesi konusu ve Gümrük Birliği’nin genişletilmesi konusuna ilişkin Bakan Bolat, yeşil ve dijital dönüşüm ile yeşil anlaşmaya uyum konusunda AB komisyonuyla karşılıklı uyum içerisinde olduklarını ve bu çerçevede müzakerelere hazır olduklarını söyledi.

Otomotiv ve gayrimenkul sektörlerinde büyük bir istikrarın yakalandığını belirten Bolat, şöyle konuştu:

“Birinci el satışlarda ve ikinci el satışlarda da yüzde 20 civarında fiyat indirimi sağlandığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Aynı şekilde çimento ve hazır beton reyonlarında da düşüş yaşandı. Deprem bölgesinde, Malatya’da ve diğer yerlerdeki çok önemli kabarcık veya köpük aslında açgözlülük, açgözlülük ve fırsatçılıktır.” Aldığımız önlemlerle ve bu departmanla görüşerek, danışmanlık yaparak, kontrol ederek, sıkıştırarak bu fiyat düşüşlerini kısmen sağladık. Önemli olan olağan enflasyonu düşürmek, biz de diğer alanlarda, gıda ürünlerinde, marketlerde ve diğer sektörlerde fiyatları kontrol etmeye devam ediyoruz. Gruplarımız tam saha çalışmakta olup işini dürüst yapan, fahiş fiyatlar talep etmeyen Dürüst tacir, satıcı, sanayici ve esnaflarımız analiz ortaklarımızdır. Biz Ticaret Bakanlığı olarak vatandaşlarımız için üretimin satın alma gücünün, ticaretin artmasını, refahın ve zenginleşmenin artmasını istiyoruz ama bir yıl sonra Kovid ile başlayan süreçte Rusya – Ukrayna savaşı da yaklaşıyor. ikinci yılını geride bırakan ve geçen yıl yaşanan deprem felaketi bazı açgözlü, açgözlü ve fırsatçıların iştahını kabarttı.

10 bin firma denetlendi

Açgözlülüğün kötü örneklerini gösterenlere karşı mücadelelerinin tüm gücüyle devam ettiğini belirten Bolat, şöyle devam etti:

“Geçen yıl 10 bin firma istifçilik, fahiş fiyat, karaborsa ve fiyat etiketi nedeniyle denetlendi ve 602 milyon lira ceza kesildi. Bu kontrollerde yine tüketicinin korunması, sağlıksız ürünler, sadakatsiz ürünler dahil 842 milyon lira kesinti yapıldı. ürünleri, sosyal medyada yanıltıcı reklamlar içeren 100 bin firmaya yapılan inceleme sonucunda, “Rekabet Kurulu geçen yıl yaptığı soruşturmalarda 2,6 milyar lira para cezası uyguladı. Bu çalışmalarımız yeni yılın ilk ayı olan Ocak ayında da devam etti. Ocak ayı itibarıyla 5 binin üzerinde firma ve 35 binin üzerinde ürünü denetledik, tekrar hata yapanlar hakkında cezai uygulamalar devam ediyor. Bazı ürünlerin fahiş fiyatlarından rahatsız olan muhalif medya gruplarının olduğunu görüyoruz. Fiyatlar artınca hükümeti vatandaşımızın lehine hareket etmekle suçluyorlar, fiyatları düşürdüğümüzde ise ‘neden bu fiyatlar düştü de esnaf mağdur oldu’ diye soruyorlar. gibi trajikomik tepkiler gösteriyorlar. Yani hükümetin başarısızlığından dolayı kendilerine yer açmak için prim almaya çalışan bir zihniyet var ama piyasadaki durum hükümet olarak bizim kontrolümüzde. Piyasada elimiz var. Tüm şubelerimizin fiyatlarını günlük olarak elektronik ortamdan takip ediyoruz. Birçok tarım ürününde fahiş fiyat artışı haberini alır almaz oradayız. Gerekli müdahaleleri yapmaktan çekinmedik. Çiftçimizi mağdur etmedik, stokçuların ramazan öncesi un fiyatlarını aniden şişirme çabalarının kokusunu da almadık, onları şaşkına çevirdik. Soğan ve patateste her seçim öncesi yapılan ve vatandaşlarımızı mağdur etmeyi amaçlayan karaborsacılık faaliyetleri karşısında gerekli tedarik ve tedariği yaptık ve onlara bu fırsatı verdik. “Zeytinyağında yine bunu yaptık. Geçen yıl 1,5 milyar dolarlık ihracat fedakarlığı yapmıştık. İhracat gelirinden mahrum kalmıştık ama bu temel ürünlerin fiyatlarının karaborsacılar ve stokçular tarafından ani astronomik artışlarının önüne geçtik.”

Bakan Bolat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti hükümetlerinin ulaştırma alanında muhteşem iş ve çalışmalara imza attığını, gümrüklerin de bundan nasibini aldığını söyledi.

Türkiye’nin gümrüklerinin tamamen yenilendiğini anlatan Bolat, şöyle konuştu:

“Otomasyon, modern altyapı ve bilgi süreci açısından oldukça aktif ve hızlı bir gümrük sistemimiz var. Bakanlık olarak çalışanlarımızın üçte ikisini gümrük çalışanlarımız, Gümrükler Genel Müdürlüğü ve Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğümüz oluşturuyor. Çünkü 620 milyar dolarlık mal ihracat ve ithalatı bu gümrüklerden geçiyor. Gelip gidiyorlar. Tüccarlar için bu geçişleri bir an önce yapmamız lazım ama bu geçişler kontrolsüz geçiş anlamına gelmiyor. Gümrüklerin çalışmasını sağlamaya çalışıyoruz. aktif ve hızlı. 8,3 milyon konteyner ihracat ve ithalatta gelip gidiyor. 7,9 milyon beyanname, 183 milyon yolcu gümrüklerimizden geçiyor, toplamda 4 milyon tır ve 8,3 milyon araç. Herkes görevini başarıyla yapıyor ama maalesef bazıları kaçak. işlemler ve hukuka aykırı işlemler yapılmaya çalışılıyor, gümrük teşkilatımız da bunun için yoğun bir şekilde çalışıyor.Geçtiğimiz yıl yüzde 25, yüzde 93 artış gösterdi. Milyar lira değerinde kaçak mal ve uyuşturucu ele geçirildi. “12 ton zehirli madde, ilacın maliyeti 5,5 milyar liraydı, arkadaşlarımız başarıyla yakaladı.”

Şanlıurfa Ceylanpınar ve Ağrı Gürbulak gümrük kapılarının modernizasyonunun bu yıl tamamlanacağını belirten Bolat, Hakkari Derecik ve Kırklareli Dereköy gümrük kapılarının modernizasyon çalışmalarının ihale aşamasında olduğunu belirtti.

İran sınırında önceliklerinin Kapıköy gümrük kapısı olduğunu anlatan Bolat, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yaklaşık 800 bin İran vatandaşı oradan fiziki transitle Türkiye’ye geliyor, turistler. Bildiğiniz gibi hava ve kara yoluyla 2 milyona yakın İranlı turist Türkiye’ye geliyor. Van sınırları içinde Kapıköy, Ağrı sınırları içinde Gürbulak var. İran ile yolcular, araçlar seyahat ediyor ve ticari mal ticaretinde binek araç giriş çıkışları var, İran’ın Razi adında bir şehri olsun, yolları bir an önce tamamlayıp kamyona yani transite açmaya çalışıyoruz. Ticaret ve tır geçişi. O zaman ticaret çok hızlı artacak. Şu anda sadece yolcu için ve “Oraya binek araçlar girip çıkabiliyor. Bu yıl ilave yeni bir sınır kapısı açılmasına yönelik görüşmelerimiz devam ediyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu